related Results

• otopsi (n.)
  تشريح الجثة بعد الوفاة
  more ...
• ecel (n.)
  وفاة
  more ...
• ölüm (n.)
  وفاة
  more ...
• vefat (n.)
  وفاة
  more ...
• telef (n.)
  وفاة
  more ...
• ölüm ilanı
  إعلان بالوفاة
  more ...
• yabancılaşmak (v.)
  بعد
  more ...
• dışlamak (v.)
  بعد
  more ...
• henüz (adv.)
  بعد
  more ...
• ileride (adv.)
  بعد
  more ...
• arkadan
  بَعْد
  more ...
• artık
  بَعد الآن
  more ...
• bozdurmak
  بُعْد {ج أبعاد}
  more ...
• daha sonra
  بعَد
  more ...
• ebat
  بُعْد
  more ...
• ertesi
  بَعْدَ
  more ...
• gayrı
  بَعْدَ الآن
  more ...
• sonradan
  مِنْ بَعْد
  more ...
• uzaklaştırmak
  بَعَّدَ
  more ...
• daha (adv.)
  بعد
  more ...
• sonra (prep.)
  من بعد
  more ...
• karşın (prep.)
  من بعد
  more ...
• karşın (prep.)
  بعد
  more ...
• boyut (n.)
  بعد
  more ...
• sonradan (adv.)
  بعد الآن
  more ...
• uzaklık (n.)
  بعد {ج إبعاد}
  more ...
• karşın (prep.)
  ما بعد
  more ...
• sonra (adv.)
  بعد
  more ...
• sonra (prep.)
  ما بعد
  more ...
• kanal (n.)
  بعد
  more ...

Examples

• Öldükten sonra.
  بعد الوفاة
• Bu hepsi ölüyken yapilmis.
  حدث هذا بعد الوفاة
• Öldükten sonra kırılmış.
  هذا حدث بعد الوفاة
• Ölü katılığını çözüyorum.
  اكسر التصلب العضلي بعد الوفاة
• Kadın öldükten sonra ilişkiye girilmiş.
  اودعت في الجثة بعد الوفاة
• Ölümün arkasından eve gelen bir kuş?
  طائر في المنزل بعد الوفاة؟
• Otopsi raporunda.
  في ملف آخر بعد الوفاة.
• Ölüm sonrası kafaya iki darbe almış.
  ضربتان بعد الوفاة على الرأس
• Ölüm sonrasında gaz çıkarmış yani. Aman Tanrım.
  . . . الإيثانول - كان تجشؤ بعد الوفاة -
• Rigor mortis'i çıkarıyorum.
  اكسر التصلب العضلي بعد الوفاة